1xbet betist supertotobet

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Antalya'nın Yardım Meleği 'Nurcan Mayıslar'

Antalya’da 9 yıldır ‘Yardım Meleği’ olarak bilinen Nurcan Mayıslar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Küçüklüğünde yaşadığı bir olayla tüm hayatı yeniden şekillenen ve kendini insanlara yardım etmeye adayan Nurcan Mayıslar, içinde büyüttüğü “Küçük Nurcan’ı ve Pembe Ceket’i” anlattı…

Antalya'nın Yardım Meleği 'Nurcan Mayıslar'

Antalya’nın köklü ailelerinden olan Nurcan Mayıslar aynı zamanda sağlık sektöründe çalışan bir iş kadını. Evli ve bir çocuk annesi Mayıslar; muhtaç insanlara yaptığı yardımlar ile tanınıyor. Adının “Antalya’nın Pembe Ceketli Yardım Meleği” olarak anılmasının nedeni ise içindeki“Küçük Nurcan” ile binlerce yardıma muhtaç hastaya el uzatması, empati yeteneğini geliştirmesi ve insanların hayatına dokunması.
 

Öncelikle pembe ceketten ve bu yola girişinizden bahseder misiniz?
Henüz küçük yaştayken babam vefat etmişti. Daha sonraki zamanlarda annem geçirdiği rahatsızlık nedeniyle uzun bir süre hastanede yattı. O dönemlerde ise ilkokula gidiyordum ve evin en küçüğüydüm. Maddi olarak durumumuz iyiydi ama annem hasta olduğu için benim ihtiyaçlarımla ilgilenecek birisi yoktu. O zamanlarda bir teyze bana pembe bir ceket hediye etmişti ve ben çok sevinmiştim. Fakat sonra ben o ceketi kaybettim. Kaybettiğime o kadar üzülmüştüm ki okul yolunda 5 yıl boyunca o ceketi aradım. Sonrasında yaşadığım bu üzüntü bende farklı şeyler görmemi sağladı. Hikâyemin başlangıcı böyle oldu.
 

Yaşadıklarınız sizde nasıl bir etki yarattı?
Pembe ceketle çok mutlu olmuştum. Anladım ki insanı mutlu etmek çok güzel bir şey. Çünkü ceket bana verildiğinde aynı duyguları yaşamıştım. Ceket kayboldu ama bende tesiri kaldı.“Bu mutluluğun devamı gelmeliydi” diye düşündüm. Birilerine yardımcı olabilmek, onların mutlu olduğunu görmek beni mutlu ediyor. 
 

Yaptığınız ziyaretler ve yardımlar nasıl gerçekleşiyor, o süreç nasıl işliyor? 
İhtiyaç sahibi olan kişiler genelde bana birileri aracılığı ile ulaşıyor. İlk olarak telefonda görüşmemi sağlıyorum, ardından evlerine gidiyorum. Çünkü ev ortamında inceleme yapmak benim için çok önemli. İlk ziyaretimde ihtiyaç düzeyini belirliyorum ve neye ihtiyaç duyduklarına dair taleplerini öğreniyorum. Diğer aşamada ise araştırma yapıyorum, “neler yapabilirim ?” sorusuna cevap buluyorum. İhtiyaçlar doğrultusunda devletimizin ve belediyelerimizin çok önemli ve takdire şayan destekleri var. Ben de bu hizmetleri araştırıp, ihtiyaç sahiplerini bilgilendiriyorum. İkinci ziyaretimde de yardımı gerçekleştiriyorum. En çok tekerlekli sandalye ve akülü sandalye yardımları yapıyorum.


Bilinçlendirme ve yönlendirme gibi yardımlarınız da oluyor diyebilir miyiz?
Evet, aynen öyle. Dediğim gibi aslında devletimiz ve belediyelerimizin yardımları çok fazla ama ihtiyaç sahipleri nereye başvurması gerektiğini bilmiyor ya da prosedürlere takılıyor. Talepleri ile ilgili hangi kurum ve ya kuruluşa başvurması gerektiği hususunda koordinasyon görevi görüyorum ve doğru yerlere yönlendirmeye çalışıyorum diyebilirim.


İhtiyaç sahibinin şartlara ve prosedüre uygun olmadığı durumlarda ne yapıyorsunuz?
Böyle durumlarda ben kendim karşılıyorum. Ayrıca çok sayıda bağışçım var desteklerini alıyorum. Eşim Ahmet Mayıslar’ın ailesi çok köklü ve çevresi geniş olan bir aile. Bu nedenle çevremizde yardım edebilecek çok insan var, onları harekete geçiriyorum. Bunu sadece maddi yardım olarak düşünmemek lazım. Manevi durumlarda da herkese el uzatmaya çalışıyorum. Maddi durumu iyi olup da konuşup iki kelime edecek yakını olmayan insanlar da var.


Yaşadığınız zorluklar ya da sizi şaşırtan durumlar oluyor mu?
Gerçekleştirdiğim ziyaretlerde özellikle adres bulmakta çok zorlanıyorum. Genelde köy ve ilçelere ziyaret gerçekleştiriyorum. Bu konuda eşim çok yardımcı oluyor. Bunun dışında bilmediğim kişilere ziyarete gitmeme rağmen profesyonelce bir araştırma yaptığım için kötü bir durumla karşılaşmadım. Sadece bir kez çok şaşırdığım bir olay olmuştu. Geçtiğimiz yıllarda bir teyze benimle iletişime geçti ve tekerlekli sandalye istedi. Ben de teyzeyi araştırdım ve üzerine kayıtlı iki ev ile son model bir otomobil çıktı. Ben bunları araştırıp soruşturuyorum. Kendi bağışlarımda çok araştırmasam da bir başkasının yardımını doğru kişiye ulaştırmam lazım. Üzerimde hem yardım yapanın sorumluluğu var hem de ihtiyacı olan kişinin.


Çalışmalarınızı yalnız yürütüyorsunuz, bu böyle mi devam edecek?  Sivil toplum kuruluşlarından teklif alıyor musunuz?
Evet, ben tek başıma planlı ve programlı bir şekilde çalışıyorum. Birçok dernekten ve siyasi partiden teklif aldım. Bu tekliflerin hiçbirini kabul etmedim, etmeyi de düşünmüyorum. Çünkü ben bu yardımları karşılıksız olarak yapıyorum. Kimseden bir beklentim yok, tanınmak gibi bir derdim de yok. Ben bunu gönüllü olarak yapıyorum. Benim bunları yapmaktaki tek nedenim pembe cekettir. Birisi bana bu mutluluğu yaşattı, ben bunu yaşadım. İstiyorum ki; ben de bunu yaşatayım. Ben içimdeki saf ve temiz duygulu o çocuğu 9 yaşına getirdim, büyütmek istiyorum…


Yaptığınız yardımlar hayatınızda neleri değiştirdi, size neler kattı?
Deneyimlerim bana çok büyük bir şey kazandırdı, o da empati kurabilmek. Ben şu an sağlıklı bir bireyim ama bu kadar şanslı olmayabilirdim diye düşünüyorum. Benim de yorulduğum ve işin içinden çıkamadığım zamanlar oluyor. Böyle zamanlarda ‘bu kişi benim çocuğum olabilirdi’ diye düşünüyorum ve empati kurunca süreci hızlandırıyorum. Bu nedenle empati kurabilmek çok önemli.  


Duygusal olarak nasıl etkileniyorsunuz? 
Yardımcı olduğum, ziyaret ettiğim insanlarla aramda bir bağ kuruyorum ve o bağı koparmamaya çalışıyorum. Onlardan tek beklentim dualarını almak, bu hayatta en çok ihtiyaç duyduğumuz şey maneviyat.  İnsanlara yardım etmek, onları mutlu etmek tarifsiz bir duygu. Yardım ettiğini kişinin mutluluk gözyaşları sizde bağımlılık yapıyor, daha çok insanları mutlu etmek için motive oluyorsunuz.


Son olarak, vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Hayatta herkes olumsuzluklar yaşayabilir ama yaşamayı ve hayatı sevmek çok önemli. Ben yaşamayı seviyorum ve bu dünyada ölüm var. Belirli bir zamanımız var ve bu zamanın ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Allah bize boş bir defter vermiş ve bu sayfaları nasıl dolduracağımız bizim elimizde. 

 

İyilik yapalım ki çoğalsın!
Dünyayı iyilik kurtaracak.

Tarih: 14-09-2019

FACEBOOK YORUM
Yorum