içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Burgan: "Sistem uygulama yöntemiyle tıkanmıştır!"

Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Av. Hasan Burgan, "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, parlâmenter hükûmet sistemine nazaran , kararların bir kişi tarafından alınacağı, daha hızlı, etkili, koalisyon hükümetinin zorluklarının ortadan kalkacağı için daha istikrarlı olduğu iddiasıyla Türkiye gündemine getirildi” dedi.

Burgan:

YETERLİ HUKUKİ BİLGİYE SAHİP DEĞİLLER
Kararname işlemlerin hazırlayan bürokratların yeterli hukuki bilgiye sahip olmadığını söyleyen Av. Hasan Burgan, “Sistemde çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri hemen arkasından tekrar değiştiriliyor, tekrar tekrar düzeltiliyor. Konu iyi incelenmeden, konuyla ilgili kişi ve kurumlardan görüş alınmadan acele ile çıkarılan kararnamelerde işlemleri hazırlayan bürokratların yeterli hukuki bilgi sahip olmaması da açıkça anlaşılmaktadır.Bu değişiklik ve düzeltme ihtiyacı, istikrar bir tarafa rutin işlemlerde bile ülke yönetilemez hale gelmiştir. Parlementer sistem talepleri artmıştır” diye ifade etti.

FİKİR HÜRRİYETİ VE ADALET GİBİ KAYGILARI YOK
Siyasi Partiler ve Avukatlık kanunu hakkında açıklama yapan Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Av. Hasan Burgan, “ Son günlerde gerek siyasi partiler ve gerekse  Avukatlık Kanununda öngörülen değişikliklerin daha fazla hukuk, adalet ve ahlak yönünde olmasını temenni etmekteyiz”dedi.  Burgan, Oysa bu değişimlerden kasıt; Hükümet, kendisine muhalif tüm sesleri kısarak, etkinliğini zayıflatmaya yöneliktir diye altını çizdi; “İktidar zorda kalınca çözümü hile yapmakta buluyor. Fikir hürriyeti ve adalet gibi kaygıları bulunmamaktadır” diye vurguladı.

AVUKATLAR AYRI BARO KURAMAZLAR
Avukatlar ayrı bir baro kuramaz diyen Av. Hasan Burgan, “Barolarla ilgili getirilen teklifte; Avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde en az 2 bin avukatın imzasıyla yeni bir baro kurulabilecek. Bu şartlara göre bugün itibarıyla barolara kayıtlı avukat sayısı dikkate alındığında birden fazla baro, sadece Ankara, İstanbul ve İzmir'de kurulabilecek.

Barolar, yargının kurucu unsuru savunma makamının temsilcileri olan Avukatların oluşturduğu meslek örgütüdür. Nasıl ki 2000 tane polis bir araya gelince ayrı bir Emniyet teşkilatı kuramaz ise 2000 tane Hakim/Savcı bir araya gelerek ayrı bir Adliye kuramaz ise yargının kurucu unsuru olan savunma makamının temsilcileri olan Avukatlar da ayrı bir baro kuramaz.Barolar aynı zamanda bir devlet kurumudur” dedi.

ADALET İLKESİNE TAMAMEN AYKIRIDIR
Bir diğer teklif, büyük baroların delege sayısını düşürüyor. Teklife göre; her baro, TBB Genel Kurulunda, baro başkanı ile sabit üç delege ve ilaveten her 5 bin avukat için ilave bir delegeyle temsil edileceğini söylüyen Burgan; “ TBB'nin 477 delegesinden 138'i İstanbul, 53'ü Ankara, 30'u İzmir Barosu seçimlerinde belirleniyor. Teklif aynen yasalaşırsa İstanbul'un delege sayısının 14, Ankara'nın 7, İzmir'inse 5'e düşeceği hesaplanıyor. Örneğin milletvekili seçimlerinde İstanbul 98 Tunceli ise 1 milletvekili çıkartıyor. Aynı mantık milletvekili seçimlerine de yansıtıldığında İstanbul'un milletvekili sayısı 14'e düşerken Tunceli 4 milletvekili ile TBMM'de temsil edilecektir.Bu husus temsilde adalet ilkesine tamamen aykırıdır” diye söyledi.

YARGININ İDEOLOJİSİ : ADALETTİR
Baroların bazen ülke gündemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Burgan, Barolar elbette kanunun kendilerine verdiği yetki ve görev çerçevesinde ülke sorunları karşısında kayıtsız kalamaz, ancak hukukçular hiçbir siyasi partinin yanında ya da, karşısında yer alamaz diyerek; “ Ancak hukukun yanında, hukuksuzluğun karşısında yer alabilir. Avukatların meslek düzenini ve ahlakını korumanın yanında en önemli görevi hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumaktır. Türkiye'nin gerçek bir Hukuk Devleti olmasını sağlamaktır.Yargının tek bir ideolojisi vardır, o da; Adalettir” dedi.

Burgan sözlerini şöyle sürdürdü:

“1136 sayılı Avukatlık Yasasının 77. maddesi ile; "Amaçları dışında faaliyet gösteren Barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerinin yerine yenilerinin seçilmesine Adalet Bakanlığının veya Cumhuriyet Başsavcısının istemi üzerine o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesince kapatılmasına" izin verilmiş; hatta 77/9 maddesi ile de soyut ve muğlâk gerekçeler ile "Barolar ve TBB'nin faaliyetlerinin men edilmesi hususunda valiye yetki verilmiştir"  Barolar ve avukatlar üzerinde adeta bir vesayet oluşturulmuş ve bu vesayet TBB ile bakanlık ve valiler arasında paylaşılmıştır. Mevzuatta bu hükümler var iken delege sayısını düşürerek, çoklu baroların önü açılarak zaten son 10 yılda sayısı 100'ün üzerinde açılan Hukuk Fakülteleri ile eğitim kalitesi düşürülerek savunma makamı adeta yok edilmeye çalışılmaktadır”

YARGI VE BARO PROTOKOLDEN ÇIKARILMALI
Yargı ve baroların, devlet protokolünden çıkarılması gerektiğini söyleyen Burgan;

“Zira devlet protokolünde yer almak yargı ve baro için bir ayrıcalık veya hak olamaz. Bir hâkim veya savcının ya da baro başkanının ya da TBB başkanının protokolde yer alması bağımsızlıktan feragattir, bağımlı olmanın bir göstergesidir. Sırf temsil edebilme uğruna protokolde bulunmak demek, diğer idari makamların üstünlüğünü kabul etmek demektir. Demokrasilerde yargının bağımsız olması, yasamanın özgürce çalışabilmesi ve yürütmenin denetlenebilmesi gerekir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi budur” diye konuştu.

Tarih: 04-07-2020

FACEBOOK YORUM
Yorum