En Büyük Sorun Sevgisizlik...

Yeryüzünde toplam 173 adet Mevlevîhâne bulunduğunu belirten İnançer, “Bunların en önemlilerinden biri de Antalya Mevlevîhânesi’dir. Antalya Mevlevîhânesi 1960’lı yıllarda mezbelelik hâlindeydi. Bu restorasyonu yaptırarak yeniden halkın hizmetine sunanlardan ve buraya hizmet edenlerden Allah razı olsun, onlara cennette köşk ikram etsin.

Bu mekânların kıymetini bilmek lâzım, önünden salavatla geçmek lâzım. Nasıl ki câhiliyye döneminde içine putlar koymakla Kâbe kıymetinden bir şey kaybetmemişse, bu tür mekânlar da bazen amacı dışında kullanılmakla değerinden bir şey kaybetmez. Bizi de buraya davete lâyık gören organizasyon heyetine, Antalya Valiliği’ne, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, Akdeniz Üniversitesi’ne, diğer kurumlara ve hizmette bulunanlara müteşekkirim” dedi.

Namazı, dînin şer’î emir ve nehiylerini Hz. Mevlânâ’dan ayrı gören koyu câhil zamane tiplerinin türediğini de belirten Ömer Tuğrul İnançer, “Oysa Hz. Mevlânâ’nın nasıl namaz kıldığı, nasıl ibadet ettiği, Menâkıbü’l-Ârifîn’de ve başka kaynaklarda anlatılır. Hz. Mevlânâ, her şeyden önce Hanefî fakîhi idi. Yiyelim, içelim, gezelim, dönelim; yok öyle şey. Vay efendim hoşgörüymüş. Ne olursan ol, gelmiş. Bu söz doğru, ama onun değil. Gel, istediğin gibi kal; yok öyle şey. Gel, ama bizim rengimiz olan Allah’ın boyasına boyanacaksan gel, boyanmayacaksan gelme diyor. İşte o, bu tiplere, sahte şeyhlere, namaz kılmayanlara, ibadetleri hafife alanlara ve gevşeklik gösterenlere neler söylüyor, hepsi kaynaklarda kayıtlı.” diye konuştu.

Çağın en büyük sorununun sevgisizlik olduğuna da değinen İnançer, sevginin imanın ilk şartı olduğunu ifâde ederek bir hadîs-i şerîfe göre iman etmedikçe cennete girilemeyeceğini, birbirini sevmedikçe de iman etmiş olunamayacağını, sevgiyi de selâmlaşmanın arttıracağını, Allah sevgisinin Peygamber sevgisinde tezahür edeceğini, peygamber sevgisinin de mü’min kardeşini sevmekle ortaya çıkacağını belirterek konuşmasını tamamladı.