1xbet betist supertotobet

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Antalya Kent Konseyi Taş Ocakları kaynaklı tehlikeleri aktardı

Antalya Kent Konseyi Afet ve Kriz Çalışma Grubu ile Çevre Çalışma Grubu, Konyaaltı ilçesi Hisarçandır’da faaliyet gösteren bir taş ocağı özelinde taş ocakları kaynaklı tehlikelere dikkat çekmek için ortak rapor hazırladı.

Antalya Kent Konseyi Taş Ocakları kaynaklı tehlikeleri aktardı

Raporda, kentleşme açısından gerekli olan taş ocaklarının, kırsal bölgelerde ve tarımsal alanlarla çevrili alanlarda gerçekleştirildiği için çeşitli çevresel, ekonomik ve sosyal zararlara sebebiyet verdiğine değinilirken; Taş ocakları kaynaklı olası diğer zararların toprak erozyonu, hava kirliliği, gürültü kirliliği, su kirliliği, habitat kaybı olabileceği değerlendi. Aynı zamanda raporda iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar ve yağışların değişiminin taş ocaklarının çevreye olan etkilerini artırabileceği belirtildi.

 

Köyden kente göçün ve tarımsal ve kırsal kalkınma politikalarının küresel bir problem olarak önce çıktığını söyleyen raporda, bu problemin maden sahalarıyla arttığına vurgu yapıldı ve Avrupa Komisyonunun 2023-2027 yılları arasındaki ortak tarım politikası hatırlatıldı.

 

Hisarçandır’ın hayvancılık ve tarım konusunda, özellikle çandır fasulyesi açısından, verimli bir yerleşim noktası olduğu, günümüzde tarihi Likya Yolunun başlangıç noktası olarak kabul edildiği ve başta sedir ve şakayık olmak üzere endemik pek çok bitkiye ev sahipliği yaptığı belirtildi.

 

Deprem ve heyelan açısından risk taşıyan bir bölgede yer alan Hisarçandır’da geçtiğimiz aylarda yeniden faaliyete geçen taş ocağının bu riskleri arttırabileceğine değinen raporda taş ocağının İşyeri Açma ve Çalıştırma (GSM) ruhsatlarında pek çok eksiklik olduğunun ve 2008 yılında verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının 5 yıl içerisinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararının geçersiz sayılacağı hükmünün bu tesis için uygulanıp uygulanamayacağına dair araştırılması gereken husus olduğu Antalya Valiliğine bağlı birimler tarafından yapılan denetim ile belirlendiği ifade edildi.

Aynı zamanda Raporda valiliğin bulgularına ek olarak incelenmesi gereken hususlar da belirtildi:
Bölgedeki tarımsal alanların (özellikle zeytinlik alanların) ve meraların taş ocağı faaliyetlerinden olumsuz yönde (özellikle yeratlı suyu ve toz yönünden) etkilenip etkilenmediğinin incelenmesi,

Bölgenin hem deprem hem de heyelan riski taşıyan bir bölge olması dolayısıyla, toprak hareketlerini engelleyen ve yağış anında yağış hızını düşüren ağaçların ortamdan alınması sonucu oluşabilecek heyelan riskinin ve/veya deprem sonucu tetiklenecek bir heyelan riskinin incelenmesi,

Söz konusu alanın dar bir vadi olması ve Hisarçandır’da ve civarda yaşayanların taş ocağı faaliyetlerinden sağlık yönünde etkilenip etkilenmediğinin yönetmeliklerce belirlenen hava kalitesi modelleri kullanılarak belirlenmesi,

Alternatif turizm güzergâhlarından olan Likya Yolu’nun başlangıç noktası olması sebebiyle turizmin taş ocağı faaliyetlerinden olumsuz bir şekilde etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesi,

Bölgedeki tarihi eserler dikkate alındığında, taş ocağı olarak işletilen ve ancak sınırları bilinmeyen sahanın içerisinde tarihi kalıntıların bulunup bulunmadığının belirlenmesi,

Bölgedeki endemik flora ve faunanın taş ocağı faaliyetlerinden nasıl etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesi,

İklim değişikliği kaynaklı yağış rejimindeki değişikliklerin (kısa süreli kuvvetli yağışlar) heyelanlara etkisinin olup olmadığının belirlenmesi

Raporun sonuç bölümünde tarımsal üretimin ve kırsal kalkınmanın önünü kesecek tüm uygulamalardan vazgeçilmesinin önemline değinilmiş ve biyoçeşitliliğin parayla satın alınabilecek bir şey olmadığına vurgu yapılmıştır.

Tarih: 09-05-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum