Çetin Osman Budak: Ölümlerin yaşandığı yurdu cemaat mi yönetiyor?

Ailelerin bin bir zorlukla okutmaya çalıştığı evlatlarını devlete teslim ettiklerini dile getiren Budak, “Devletin koruması altında olması gereken çocuklarımız, hayatlarının baharında yaşamdan kopuyor. Herhangi bir önlem alınmağı gibi, olayların üstü örtülmeye çalışılıyor. Şüpheli ölümlerin yaşandığı yurdu kamuoyunda çok tartışılan bir cemaat mi yönetiyor?” dedi.

Kamu yetkililerinin ancak üçüncü ölümlü vaka sonrası açıklama yapmalarının soru işaretlerini artırdığına dikkat çeken Budak, Türkiye’nin öğrenci ölümleri nedeniyle ayağa kalkmış olmasına rağmen, KYK yurtlarından sorumlu Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun hala bir açıklama yapmamış olmasını eleştirdi. Budak, “Bu yurtlar Gençlik ve Spor Bakanı’nın yönetiminde değil mi? Neden sesi çıkmıyor. Kamuoyu açıklamayı yurdu yönettiği iddia edilen cemaatin liderinden mi bekleyecek?” diye sordu.

Budak ve CHP’li milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:
Akdeniz Üniversitesi Kampüsü’nde bulunan, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı yurtlarda kalan Halil Gülcan 11 Mayıs’ta, Emre Kandemir 21 Mayıs’ta, Muhammed Kaya ise 10 Haziran’da hayatlarını kaybetmişlerdir.

Kredi Yurtlar Kurumu, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü ve Antalya Valiliği yaklaşık 1,5 ay içerisinde yaşanan üçüncü ölümlü olay sonrasında kamuoyunda oluşan tepkiler nedeniyle, ailelerin içlerini rahatlatacak şeffaflıkta olmayan açıklamalar yapmışlardır. Kamuoyunda çok ciddi iddialar ortaya atılmasına rağmen, şu ana kadar Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu tarafından herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

Hayatlarını kaybeden öğrencilerin arkadaşlarının ve aile bireylerinin açıklamaları, olayların “intihar” denerek üstü örtülmeye çalışıldığına dair şüpheleri doğurmuştur. Ölümlü vakalara dair kamera kayıtlarının ortada olmadığı iddiaları ise bu şüpheleri kuvvetlendirmektir.

Bir diğer araştırılması gereken iddia ise, yurdun yönetiminin tamamen bir cemaate teslim edilmiş olduğudur. Öğrencilerin anlatımlarına göre, bu cemaat yurtta ‘manevi danışmanlık’’ adı altında öğrencileri sürekli rahatsız etmekte ve kendi cemaatlerine katılımları için baskı yapmaktadır.